Tuzak-Düzen Kurmak
(Veya) Onlar, Allah’ın tuzağından güvende mi idiler? Allah’ın bir tuzak kurmasından, hüsrana uğrayan bir topluluktan başkası (akılsızca) güvende olmaz. (7/99)
Firavun: “Ben size izin vermeden önce O’na iman ettiniz, öyle mi? Mutlaka bu, halkı burdan sürüp-çıkarmak amacıyla şehirde planladığınız bir tuzaktır. Öyleyse siz (buna karşılık ne yapacağımı) bileceksiniz.” (7/123)
Hani o inkâr edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır. (8/30)
O’nun dışındaki (tanrılardan). Artık siz bana, toplu olarak dilediğiniz tuzağı kurun, sonra bana süre tanımayın.” (11/55)
(Babası) Demişti ki: “Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.” (12/5)
Bundan ötürü, tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra gruplar halinde gelin; bugün üstünlük sağlayan, gerçekten kurtuluşu bulmuştur.” (20/64)
Andolsun Allah’a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım.” (21/57)
Şüphesiz Allah, (müşriklerin saldırı ve sinsi tuzaklarını) iman edenlerden uzaklaştırmaktadır. Gerçekten Allah, hain ve nankör olan kimseyi sevmez. (22/38)
Sen, onlara karşı hüzne kapılma ve kurdukları tuzaklardan dolayı sıkıntı içinde olma. (27/70)
Erzak yüklerini kendilerine hazırlayınca da su kabını kardeşinin yükü içine bıraktı sonra bir münadi (şöyle) seslendi: “Ey kafile sizler gerçekten hırsızsınız.” (12/70)
Onlara doğru yönelerek: “Neyi kaybettiniz?” dediler. (12/71)
Dediler ki: “Hükümdarın su tasını kaybettik kim onu (bulup) getirirse (ona armağan olarak) bir deve yükü vardır. Ben de buna kefilim.” (12/72)
“Allah adına hayret” dediler. “Siz de bilmişsiniz ki biz (bu) yere bozgunculuk çıkarmak amacıyla gelmedik ve biz hırsız değiliz.” (12/73)
“Öyleyse” dediler. “Eğer yalan söylüyorsanız (bunun) cezası nedir?” (12/74)
Dediler ki: “Bunun cezası (su tası) yükünde bulunanın kendisidir. İşte biz zulmedenleri böyle cezalandırırız.” (12/75)
Böylece (Yusuf) kardeşinin kabından önce onların kablarını (yoklamaya) başladı sonra onu kardeşinin kabından çıkardı. İşte biz Yusuf için böyle bir plan düzenledik. (Yoksa) Hükümdarın dininde (yürürlükteki kanuna göre) kardeşini (yanında) alıkoyamazdı. Ancak Allah’ın dilemesi başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır. (12/76)
Dediler ki: “Ey İbrahim bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?” (21/62)
“Hayır” dedi. “Bu yapmıştır bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa siz onlara soruverin.” (21/63)
Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; “Gerçek şu ki zalim olanlar sizlersiniz (biziz)” dediler. (21/64)
Sonra yine tepeleri üstüne ters döndüler: “Andolsun bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin.” (21/65)
Dedi ki: “O halde Allah’ı bırakıp da sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz?” (21/66)
Yuh size ve Allah’tan başka taptıklarınıza. Siz yine de akıllanmayacak mısınız? (21/67)
Size bir iyilik dokununca tasalanırlar size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız onların ‘hileli düzenleri’ size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarını kuşatandır. (3/120)
Hani sen mü’minleri savaşmak için elverişli yerlere yerleştirmek için evinden erkenden ayrılmıştın. Allah işitendir bilendir. (3/121)
Gerçek şu ki onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri dağları yerlerinden oynatacak da olsa Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır. (14/46)
Onlardan öncekiler hileli-düzenler kurmuşlardı da Allah(ın azab emri) onların kurdukları yapıların temellerine geldi böylece üstlerindeki tavan tepelerine çöktü; azab onlara şuurunda olmadıkları yerden gelmişti. (16/26)
Böylece o katımızdan kendilerine bir hak ile geldiği zaman dediler ki: “Onunla birlikte iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın.” Ancak kafirlerin hileli-düzeni boşa çıkmakta olandan başkası değildir. (40/ 25)
Böylece Rabbi duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O işitendir bilendir. (12/34)
(Yusuf aracıya şunu söyledi:) “Bu (itiraf Vezirin) yokluğunda gerçekten kendisine ihanet etmediğimi ve gerçekten Allah’ın ihanet edenlerin hileli-düzenlerini başarıya ulaştırmadığını kendisinin de bilip öğrenmesi içindi.” (12/52)
Dediler ki: “Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.” (37/97)
Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz onları alçaltılmışlar kıldık. (37/98)
Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını görmedin mi? (105/1)
Onların ‘tasarladıkları planlarını’ boşa çıkarmadı mı? (105/2)
İnsanlara şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra bir rahmet dokundurduğumuz zaman ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim)dir. De ki: “Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz bizim elçilerimiz sizin ‘geliştirmekte olduğunuz düzenleri’ yazmaktadırlar.” (10/21)
İşte size böyle… Gerçekten Allah kâfirlerin hileli-düzenlerini boşa çıkarıcıdır. (8/18)
Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk. (27/50)
Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah düzen kurucuların en hayırlısıdır. (3/54)