Sevinç
Allah’ın kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlara arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir. (3/170)
Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, bir musibet isabet edince ise: “Biz önceden tedbirimizi almıştık” derler ve sevinç içinde dönüp giderler. (9/50)
Melekleri görecekleri gün, suçlu-günahkarlara bir müjde yoktur. Ve o gün (melekler onlara) derler ki: “(Size sevinçli haber) Yasaktır, yasak.” (25/22)
Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar ‘bir cennet bahçesinde’ ‘sevinç içinde ağırlanırlar’. (30/15)
(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır. (30/32)
Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, ‘sevinç ve mutluluk dolu’ bir meşguliyet içindedirler. (36/55)
Siz ve eşleriniz cennete girin; ‘sevinç içinde ağırlanacaksınız.” (43/70)
Ve içlerinde ‘sevinç ve mutluluk içinde’ yaşadıkları nimetler, (44/27)
Rablerinin verdikleriyle ‘sevinçli ve mutludurlar’. Rableri, kendilerini ‘çılgınca yanan cehennemin’ azabından korumuştur. (52/18)
Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir. (76/11)
Güler ve sevinç içindedir. (80/39)
Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır. (84/9)
Çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi. (84/13)