Haber
Kendilerine güven veya korku haberi geldiğinde, onu yaygınlaştırıverirler. Oysa bunu, peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüş olsalardı onlardan ‘sonuç-çıkarabilenler’ onu bilirlerdi. Allah’ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı azınız hariç herhalde şeytana uymuştunuz. (4/83)
Andolsun eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcılık yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler. (33/60)
Andolsun, biz sizden mücahid olanlarla sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız (açıklayacağız). (47/31)
Ey iman edenler eğer bir fasık size bir haberle gelirse onu ‘etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu bir kavme kötülükte bulunursunuz da sonra işlediklerinize pişman olursunuz. (49/6)